Ahilik Müzesi
2023 yılında 36. Ahilik Haftası etkinlikleri kapsamında açılışı gerçekleştirilmiştir. 3.600 m2 kapalı alanda Ahi Evran-ı Veli, Ahilik teşkilatı ve esnaflık üzerine farklı obje, eşya, kıyafet, el yazması eserlerin sergilendiği müze, 800 yıllık Ahilik teşkilatı ve Anadolu'nun geçmişine ışık tutmaktadır. Müzede 1200’lü yıllardan başlayarak esnaflığın geçmişi anlatılmakta ve Ahilik teşkilatının ritüelleri canlandırılmakta ve ziyaretçiler tarihi bir yolculuğa çıkarılmaktadır. Teknoloji ile geleneği bir araya getirerek tasarlanan Ahilik müzesinde, Türkiye'de müzecilik anlamında kullanılan en büyük dijital ekran yer almaktadır.
Kırşehir Müzesi
Kırşehir Akbayır Mevkiinde 15.000 m²’lik alan üzerine bulunmaktadır. Müzede arkeolojik ve etnografik olmak üzere yaklaşık 10.000 eser bulunmaktadır. Kırşehir Müzesi’nin arkeoloji bölümünde; Kırşehir çevresinden getirilen pişmiş toprak kaplar; Roma ve Bizans önemine ait heykeller, mezar stelleri ve küçük objeler sergilenmektedir. Kırşehir Müzesi’nin etnografik bölümünde; Ahiliğe ait belgeler, el sanatları örnekleri, Kırşehir evi, yörede kullanılan çeşitli ev eşyaları örnekleri yer almaktadır.
Kaman Kalehöyük Arkeolojik Müzesi
Kalehöyük, Kırşehir ili Kaman ilçesinin 3 km. doğusunda Kaman Kırşehir karayolunun hemen kenarında yer almaktadır. Höyük 280 m çapında 16 m yüksekliğinde tipik bir Anadolu höyüğüdür. Höyükte dört yapı katı tespit edilmiştir. Kaman Kalehöyük kazılarını, Japonya Ortadoğu Kültür Merkezi Başkanı ve Kaman Kalehöyük Kazı Heyeti Şeref Başkanı Prens Takahito Mikasa 31 Mayıs 1986 günü başlatmıştır. Dr. Sachihiro Omura başkanlığındaki kazı halen devam etmektedir. Burada yapılan kazılar Kırşehir’in en erken yerleşim tarihine ışık tutmaktadır. En erken yerleşim, erken Bronz çağına tarihlendirilmektir.
Kalehöyükte yapılan kazı; gerek kültür varlıklarımızın tanıtılması, bilimsel olarak değerlendirilmesi, koruma altına alınması, gerekse sergileme açısından disiplinli bir program dâhilinde sürdürülmektedir. Bulunduğu Kaman ilçesinin ve Çağırkan kasabasının sosyo-ekonomik yapısına olan etkisi ve bölge insanının da buna katılması takdirle karşılanacak bir gelişmedir. Kamanda bir caddeye Japon Prensi’nin adının verilmesi ve bölge halkının kazı ekibini benimsemesi ile uzun yıllar süren kazı çalışmaları, ayrıca orada kazı yapan işçilerin bilgi birikimi ve işlerine duyduğu saygı ile profesyonellikleri dikkat çekicidir. Profesyonelce yapılmış olan kazı çalışmaları ile arkeoloji enstitüsü, müze, depo ve kazı evi, Anadolu’da arkeolojik kazı yapan diğer tüm gruplar için bir model oluşturacaktır.
30 Eylül 2005 tarihinde Kaman’da imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Japonya Hükümeti arasında Kaman Kalehöyük Arkeoloji Müzesi’nin hibe yoluyla yapımına ilişkin nota ve görüşme tutanakları 25/05/2006 tarih ve 5509 sayılı kanunla kabul edilmiş, 03/06/2006 tarih ve 26187 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Enstitü, Kaman İlçesi, Çağırkan Beldesinde, Kalehöyük kazı evinin yanında bulunmaktadır. Enstitü’de; Araştırma Bölümü, Depo Bölümü ve Lojman bölümü olmak üzere 3 bölüm vardır. Araştırma Bölümü; kazıyla ilgili çalışmalar ve diğer araştırmalar için çeşitli labaratuarlar, çalışma odaları, kütüphane, konferans salonu ve fotoğrafhaneyi içermektedir. Bu enstitünün çalışma amacı; arkeolojik kazı ve yüzey araştırmalarını yürütmek, kazı ve araştırmalardan elde edilen bilgileri ve eserleri incelemek ve yayınlanmasını sağlamaktır. Ayrıca bölge halkına; eski Anadolu tarihi hakkında bilgi aktararak, tarihi miraslarına sahip çıkmalarını sağlamak da Enstitünün en önemli amaçlarından biridir.
Mucur Yeraltı Şehri
Roma döneminde M.S. 2. yüzyılda Hristiyanlığın bölgede hızla yayıldığı görülmüş, puta tapanlarla, Hristiyanlar arasında büyük bir mücadele yaşanmıştır. Kapadokya bölgesinde 3. ve 4. yüzyıllara ait Hristiyanların korunmak, sığınmak ve ibadet etmek amacıyla yaptığı pek çok yeraltı şehri, bu sebeple ortaya çıkmıştır. Kırşehir sınırları içinde de bulunan bu yeraltı şehirlerinden en önemlileri; Mucur Yeraltı Şehri, Kepez Yeraltı Şehri ve Dulkadirli Yeraltı Şehri’dir. Mucur Yeraltı Şehri, Kırşehir ili, Mucur ilçesi, Merkez Solaklı Mahallesi içerisinde bulunmaktadır. Yumuşak kayalara oyularak yapılan yeraltı şehri, yerden 7-8 m derinliktedir. Kırşehir Aşık Paşa Türbesi yakınlarına kadar uzandığı tahmin edilmektedir. Yeraltı şehri bugüne kadar temizlenen oda, salon ve koridorlarıyla geniş kapsamlı bir görünümde olup, dikkat çekicidir. Birçok odası bulunan yeraltı şehrinde bir mekândan diğerine geçmek için yapılmış ve insanların ancak eğilerek ilerleyebilecekleri genişlikte olan dehlizler, daha çok küçükbaş hayvanların barınabileceği genişlikte olan ahırlar, ibadet yerleri, dehlizleri bölmek, odaları kapatabilmek amacıyla yapıldığı tahmin edilen büyük hacimli ve dairesel şekilli taş kütleler olan kapak taşları ve yer üstüne açılan havalandırma bacaları bulunmaktadır. Ziyarete açık olan Mucur Yeraltı Şehri’nin 2015 yılı içinde çevre düzenlemesi işi yenilenmiş, rölöve çalışmaları tamamlanmıştır.
Kepez Yeraltı Şehri
Kırşehir ili, Mucur ilçesine bağlı Kepez köyü sınırları içerisinde bulunan Kepez Yeraltı Şehri, Kayseri-Ankara karayoluna 14 km, Kırşehir-Aksaray karayoluna 10 km mesafededir. Kapadokya bölgesinin en düzenli yeraltı şehirlerinden bir tanesi olan Kepez Yeraltı Şehri, mimarisi ve iki farklı renkte olan toprak yapısıyla ziyaretçilerin ilgi odağı hâline gelmiştir. Dikdörtgen şeklinde üçerli gruplar hâlindeki salonlar ve bu salonları birbirine bağlayan galeri ve tünellerden oluşmaktadır. Kırşehir Valiliği’nin de desteği ile 2002 yılında yeraltı şehrinde kazı ve temizlik çalışması yapılmış; bu çalışma sonucunda, yeraltı şehrinin büyük bir kısmı ortaya çıkarılmış ve temizlenmiştir. Ayrıca, ışıklandırma sistemi ile yön levhaları da yerleştirilmiştir. 2015 yılı içinde rölöve çalışmaları tamamlanmış, giriş ünitelerinin bulunduğu bir proje hazırlanarak Nevşehir Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’ndan geçirilmiştir.
Dulkadirli Yeraltı Şehri
İl merkezinin 50 km kuzeyinde yer alan yeraltı şehrinin girişi, 22 m uzunluğunda tonoz şeklinde bir tünel ile başlar ve 30x50 m uzunluğunda, yaklaşık 20 m yüksekliğinde üstü açık bir avluya açılır. Avlunun doğu, batı ve kuzey cephelerinde kaya oyma tipinde oluşturulmuş 5 salon ve 8 oda bulunmaktadır. Alt kata sadece 5 nolu odadan yelpaze biçiminde bir merdivenle inilmektedir. Aynı zamanda bu odada bir su kuyusu da mevcuttur. Galeri bölümünde değirmen taşı olduğu tahmin edilen iki adet taş kütlesi bulunmakta ancak bu taş kütlelerinin, yuvarlak kemer kapıları kapatmak amacıyla da kullanılmış olabileceği düşünülmektedir. Yine galerinin en sonunda bulunan odada, kuyu içinde küçük bir değirmen taşı daha bulunmaktadır. Aynı odada kaya üzerine kazılmış nişlerle bezenmiş ve Hristiyanlarca kullanıldığı tahmin edilen küçük bir ibadethane de mevcuttur. Yeraltı şehrinin 130 m doğusunda, devamı niteliğinde olan iki avlulu bir yerleşim yeri daha bulunmaktadır. Mimari yapısı ve plan olarak Selçuklu dönemine ait kervansarayları andıran yeraltı şehri, plan özellikleriyle diğer yeraltı şehirlerinden farklılıklar göstermektedir. 2015 yılı içinde Dulkadirli Yeraltı Şehri’nin rölöve çalışmaları tamamlanmıştır. Yapılan temizlik çalışmasıyla ziyaret edilebilir hâle getirilmiştir.
Büklükale Arkeolojik Kazı Çalışması
Büklükale Arkeolojik Yerleşim Yeri, Kırıkkale İli, Karakeçili İlçesi’ne bağlı Karakeçili beldesinde, Kaman-Bala Ankara karayolunun yaklaşık 50. km’sinde yer almaktadır. M.Ö. 2nci bine, yani Hitit ve Asur Ticaret Kolonileri Çağına ait şehir, söz konusu karayolunda, Kızılırmak Nehri üzerindeki köprünün hemen kuzeyindeki alanda bulunmaktadır. 500x600 m genişliğindeki aşağı şehir ve onun doğusundaki 30 m yüksekliğinde ve 300x200 m genişliğindeki höyükten oluşmuştur. Büklükale kazıları, Japon-Anadolu Arkeoloji Enstitüsü adına, Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Kimiyoshi MATSUMURA başkanlığında sürdürülmektedir. 2009 yılından itibaren sürdürülen kazı çalışmalarında Osmanlı Dönemi, Demir Çağı ve Geç, Orta ve Erken Tunç Çağlarına tarihlenen kültür katmanları tespit edilmiştir. Kazı çalışmalarında ele geçen eserler, Kalehöyük Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir.
Yassıhöyük Arkeolojik Kazı Çalışması
Yassıhöyük Arkeolojik Yerleşim Yeri, Kırşehir İli’ne bağlı Çayağazı Beldesi’nde, Kaman-Kırşehir karayolunun yaklaşık 20. km.’sinde ve 260 no’lu Devlet Karayolunun hemen kuzeyinde bulunmaktadır. Kuzey-güney doğrultusunda 500 m, doğu-batı doğrultusunda 600 m genişliğinde ve 13 m yüksekliğinde, yassı ve oval bir höyüktür. Japon Anadolu Arkeoloji Enstitüsü adına, Dr. Masako OMURA başkanlığında devam eden Yassıhöyük Arkeolojik Kazı Çalışmalarında bugüne kadar Demir ve Tunç Çağlarına tarihlenen kültür katları ortaya çıkarılmıştır. Yassıhöyük kazılarında ele geçen eserler, Kalehöyük Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir.
Merkez Kalehöyük Arkeolojik Kazı Çalışması
İlimiz Merkez, Kuşdilli Mahallesinde bulunmaktadır. Halk arasında “Kale” adıyla anılmaktadır. Höyüğün üzerinde Cumhuriyet döneminde yapılmış bir okul ve Selçuklu dönemine ait Alaeddin Camii bulunmaktadır. Hemen kenarında akan Kılıçözü deresinin varlığı ve verimli topraklara yakın olması sebebiyle Kalehöyük, tarihin her döneminde iskân görmüştür. Höyüğün eteklerinde Kırşehir ticaretine hareket katan dükkânlar yer almaktadır. Uzun Çarşı olarak isimlendirilen bu dükkânlar, yüzyıllardan beri Kırşehir ticaretini ayakta tutmaktadır. 2009 yılında, yüksekliği 17 m olan Kalehöyük üzerinde, Kırşehir Müzesi Başkanlığında, Ahi Evran Üniversitesinin bilimsel danışmanlığında kazı çalışmaları başlatılmıştır. Bugüne kadar yapılan kazı çalışmalarında Osmanlı, Selçuklu, Bizans, Roma ve Hellenistik tabakalarına rastlanmıştır. Höyük üzerinde 7 metrelik bir derinliğe inilmiştir. Çalışmalar sırasında pişmiş toprak kaplar, pitoslar, süs eşyaları, öğütme taşları, ağırlık ve ağırşaklar ile pendantlar (kolye) ele geçirilmiştir.
Büyükteflek Arkeolojik Kazı Çalışması
Büyükteflek Yerleşim Yeri, Kırşehir ili, Çiçekdağı ilçesi, Büyükteflek köyünün 2 km güneyinde yer almakta olup, Çiçekdağı ilçesine 7 km, Kırşehir merkeze71 km mesafede bulunmaktadır. Yerleşim yerine dere içinden giden patika yol veya tarla yolu takip edilerek ulaşılabilmektedir. Kazı çalışmaları 2012 - 2014 yılları arasında Kırşehir Müzesi Müdürlüğü tarafından yapılmıştır. Yapılan kazı çalışmalarında M.S. 2. yüzyıla tarihlenen Roma dönemine ait hamam yapısı ortaya çıkarılmıştır. Roma dönemi hamamları, içinde birçok sosyal aktivitenin gerçekleştirilmesi sebebiyle şehrin en görkemli yapılarındandır. Bu yapılar; spor salonları (palestra), güzellik salonları, saunalar, konferans salonları, kitaplık gibi üniteleri bünyesinde barındırmaktadır. Büyükteflek köyünde yer alan Roma hamamı günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır. Yapılan kazı çalışmalarında hamamın, spor salonu (palestra), cehennemlik (külhan), sıcaklık (caldarium), ılıklık (tepidarium) ve soğukluk (frigidarium) bölümleri ortaya çıkarılmıştır. M.S. 4. ve 5. yüzyıllarda Hristiyanlıkla birlikte hamam yapıları önemini yitirmiş ve farklı amaçlarla kullanılmaya başlanmıştır. Hamam yapısının havuz kısmı farklı mekânlarla birleştirilerek küçük bir kiliseye dönüştürülmüştür. Spor salonu (palestra) kısmı ise mezarlık olarak kullanılmıştır. Kazı çalışmalarında pitoslar, güğümler, koku şişeleri, kandiller, pişmiş toprak kaplar ele geçirilmiştir. Ayrıca çok miktarda farklı boyutta gülle ve disk sporunun ilk örnekleri olan disk ve gülleler ele geçirilmiştir.
Kurutlu Kazısı
Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün izinleri ile Kalehöyük Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü başkanlığında ve Ahi Evran Üniversitesi Antropoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. A. Cem ERKMAN’ın bilimsel başkanlığında, Kaman İlçesi, Savcılı Kurutlu Köyü, Lodalı Tepesi (fosil lokalitesi) kazı çalışmaları; 2011 yılında yüzey araştırmaları ile başlamış, 2014 yılında kurtarma kazısına dönüşmüş ve 2015 yılında Doç. Dr. A. Cem ERKMAN’ın başkanlığında, Bakanlar Kurulu Kazısı olarak devam etmektedir. Doç. Dr. A. Cem ERKMAN tarafından bölgede yapılan Yüzey Araştırmaları sırasında, Hirfanlı Baraj Gölü kıyılarında (Lodalı Tepesi Mevkii), önemli yoğunlukta Fosil Lokalitesi tespit edilmiş, fosil lokalitesinin kurtarılması ve bölgede omurgalı fosil yataklarının belirlenmesi ve yine bölgenin Neojen Dönem’deki durumu, faunası ve yaşam özellikleri hakkında bilgiler edinilmesi amacıyla kazı çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Kurutlu Fosil Lokalitesi Kurtarma Kazısı çalışmaları sonunda; Gergedangiller, Atgiller, Boynuzlugiller, Zürafagiller, Domuzgiller, Primat ve Fil örneklerine ait fosil buluntuları ele geçmiştir. Ele geçen fosiller üzerindeki bilimsel çalışmalar hâlen devam etmekte olup, kazı çalışmalarının önümüzdeki yıllarda da sürdürülmesi planlanmaktadır.